LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ 06 Şubat 2020, 17:56
Ali YALÇIN, bu defa diline pelesenk ettiği dayanışma aidatı yerine, evrensel ilke ve normlara uygun bir sendika yasası önerisinde bulunduğunu söyledi. İyi de etti. Çünkü olması gereken bu, tüm kesimler de bunu istiyoruz.
LAFLA PEYNNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ
Ali YALÇIN, bu defa diline pelesenk ettiği dayanışma aidatı yerine, evrensel ilke ve normlara uygun bir sendika yasası önerisinde bulunduğunu söyledi.
İyi de etti.
Çünkü olması gereken bu, tüm kesimler de bunu istiyoruz.
Lakin, çok merak ediyorum. Bakan beye talebinin yazılı notlarda yer verdiği gibi şifahen de izah edebildi mi? Evrensel normlara uygun bir sendika yasası talebi ile ilgili gerekçeleri yüzü kızarmadan ve kıvırmadan bakan beyin gözüne baka baka izah edebildi mi?
Şunun için söylüyorum.
Yedi toplu sözleşme dönemidir, yani 13 yıldır enflasyon ön görüsünün altında ücret artışına ses çıkaramayan, kamu çalışanlarını ürkekliğe, pısırıklığa ve gönüllü köleliğe iten, sendikal mücadele sürecine dahil edemeyen sayın YALÇIN, velev ki evrensel normlara uygun yasal düzenleme yapılmış olsa, bu normlara uygun sendikalar gibi hak arama mücadelesi ortaya koyabilecek mi?
Grev ilan edebilecek mi?
Hep dediğimiz gibi, memurları insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyine çıkarabilecek mi?
İlave ödemeleri emekli aylığına yansıtabilecek mi?
Dik durabilecek, gerektiğinde diklenebilecek mi?
Elbette hayır.
İyi de o zaman sayın YALÇIN, neden ihtiyaç duymadığı şeyi ister? Acaba şimdiden farklı bir siyasi iktidar ikliminde ayakta durabilmenin yapı taşlarını mı örmeye çalışıyor
EMEKÇİNİN YOKSULLAŞTIRILMASINA ARACILIK EDEN SENDİKALAR
Sırtını iktidara, iktidarın himayesindeki idarecilere yaslayan sendikalar ne yazık ki, kamu çalışanlarının ve emeklilerinin yoksullaştırılmasına aracılık etmektedir.
Var olma ve varlığını sürdürme sebebi olan iktidarla organik bağ kuran sendikalar, öte yandan da burjuva sınıfının güçlenmesine de aracılık etmektedir.
Özellikle 2013 yılından bu yana emek cephesinin alım gücü bilinçli bir şekilde düşürülmüş, alt orta sınıfta yer alan memurlar yoksul sınıfına itilmiştir. Milli gelir ve kamu mali kaynakları hoyratça sermaye kesimine aktarılarak sınıflar arasındaki makas aralığı iyice açılmıştır
İktidarın kamu çalışanları için gerçekçi bir ücret politikasının olmadığını bilmeyen yoktur. En bariz örneği, enflasyon tahmininin altında bir toplu sözleşmenin bağıtlanıyor olmasıdır. Bunun yanında siyasi kaygılara bağlı olarak dilenciye sadaka verircesine memur maaşlarına ayak üstü ücret artışı yapılmasını veya yarım yamalak sözler verilmesini de örnek olarak gösterebiliriz.
Kamu çalışanları, daha çok iktidarlarla sendikaların arasında kurulan bağın sebep ve sonuçlarına odaklanması ve sorgulayacak cesareti kendisinde görmesi lazım. Kabullenmekle, aman sendecilikle, veya da niceliği ölçü alanların safında yer alarak hem kendimize ve hem de ülkemizin geleceğine haksızlık ettiğimizin farkına varmalıyız.
Belirli bir sınıf gün geçtikçe ekonomik olarak güçlendirilirken, emek kesiminin yoksulluğa terkedilmesine aracılık eden ve gelir adaletsizliğine ses çıkarmayan sarı sendikalara katlandığımız yetmedi mi?
Kimin söylediğine değil, söylenenin doğru olup olmadığına bakarak kendimize yeni bir rota çizmeliyiz. İz bırakmadığımız ve hep aynı yere çıktığını gördüğümüz yolda yürümek yerine, yeni yollar keşfetmenin heyecanını yaşamalıyız